Asu Maralman: Annem benimle iftihar etmedi
Asu Maralman, 1961'de düzenlenen Caddebostan Ses Yarışması’nda birinci oldu. 'Bal Gibi Olur', 'Recep', 'Yalanmış' ve 'Bağrı Yanık Dostlara' gibi şarkılarıyla Türk pop müziğinde iz bıraktı.
1970'li yıllarda şöhretin zirvesini yaşadı. Şimdilerde ise bambaşka bir hayatı olan şarkıcıyla hem nostalji yolculuğu yaptık, hem de şimdiki yaşamını konuştuk.
"TİYATROCU OLMAK İSTİYORDUM"
Soprano Mersedes Bursalıoğlu'nun kızı olan Asu Maralman, müzikal yaşantısının başlama hikâyesini şöyle anlattı: Müzik aileden gelen bir olguydu. Gözümüzü açtığımız zaman evde bir piyano vardı. Üç kardeştik, üçümüz de piyano dersi alırdık. Sanki evin kanunu buydu. Hepimizi piyanoyu çalmakla mükelleftik. Cumartesi-pazar günleri çocuklar sokakta oynarken, biz piyano dersi alırdık. Profesyonel olmak hayalinde değildim. Çünkü tiyatroya çok meraklıydım.
13 yaşında Bakırköy Halk Evi'nde tiyatroya başladım. Kenan Pars yönetiminde Molière'in piyesi 'Zoraki Hekim'de oynadım ve tiyatroyu sevmiştim. Müzikallerde oynadım. Tiyatrocu olmak istiyordum. Fakat annem sesimi şan dersi aldırdı. Sesimi beğeniyordu, sonra opera yapmamı istedi. İtalyan Lisesi'nde eğitim görürken, İtalyanların Sanremo Müzik Festivali'nden etkilenerek pop müzik söylemeye başladım.
Asu Maralman'ın yolu sonrasında, Önder Bali-Orhan Şevki Orkestrası ile kesişmiş. İlk evliliğini de 19 yaşındayken Orhan Şevki ile yapmış. İngilizce, İtalyanca, Fransızca şarkılar söyleyen sanatçı; "Orkestra solisti olduktan sonra o zamanlar İstanbul'un en önemli oteli olan Hilton Oteli'nde çalışmaya başladım. Yaptığım işin halka ulaşmayacağını biliyordum. Çünkü otele gelen bir zümreye hitap ediyordum. Anadolu'ya ulaşmak hayalimdi. Ama nasıl ulaşacaktım? Bir sürü plakçıya gittim fakat hiçbiri bana plak yapmadı" dedi.
Asu Maralman'ın, 45'lik arzusunu Diskotür Plak'ın sahibi; "Gel bakalım bir şansımızı deneyelim" diyerek, geri çevirmemiş. Maralman; "Nerdesin adını taşıyan ilk plağımda Şair Ümit Yaşar Oğuzcan'ın sözlerini yazdığı, 'Bir Görsem Ölmeden' şarkısı ile çıkış yaptım" ifadelerini kullandı.
'Bal Gibi' olur şarkısının kariyerinin mihenk taşı olduğunu ifade eden müzisyen, 'Bağrı Yanık Dostlara' parçasını Oya Küçümen’in aynı zamanda oyuncu olan babası Zihni Küçümen'in yazdığını söyledi.
Asu Maralman ayrıca, müzikten iyi paralar kazanmadığını da sözlerine ekledi.
ADINI NEDEN DEĞİŞTİRDİ?
Asu Maralman, aslında Silva Bursalıoğlu olan adının değişme sürecini de anlattı: Hristiyan bir ailenin çocuğuyum. Ablam Nonna bizim evde ilk meşhur olan kişiydi. Nonna Bella'nın kardeşi olarak Silvia Bella olarak çıktım sahneye. Daha sonra da orkestralarda hep Silvia Bella olarak anıldım. Fakat plak endüstrisine girdiğimde Diskotür Plak'tan, ismimin yabancı bir müzisyen olarak algılanacağını ve ilgi görmeyeceğini söylediler. Yazar Ferit Edgü isimler sunmuştu. Asu ismini çok beğendim. Maral soyadı da hoştu. 'Asu Maral olsun' dedim. Plakçıya gittiğimizde; 'Asu Maral havada kalıyor soyadına 'man' ekleyelim' dediler ve Asu Maralman'ın hikâyesi başladı.
1970'li ve 1980'li yıllarda pek çok orkestranın olduğunu ve her yorumcu kendine has tınısıyla tanındığını ifade eden Asu Maralman; "Herkes daha arkadaşça, daha canlı bir şekilde birbirimizle daha çok temas ederdik, gezerdik, tozardık. Şimdiki gibi telefonlar ve iletişim araçları olmadığı için daha çok yan yana olurduk. 1970'ler ve 1980'ler, bence popüler müziğin zirveye ulaştığı yıllardır" dedi.
"ANNEM BENİMLE İFTİHAR ETMEDİ"
Asu Maralman, müzisyen annesi tarafından hiçbir zaman takdir görmediğini de söyledi: Annem popüler müziğe yönelmeme çok karşı çıktı. 'Ben eğitimler sunarken, sen bana günlük bir müzik sunuyorsun' dedi. Annem, pop müzik söylediğim için hayatı boyunca da hiçbir zaman benimle iftihar etmedi, yaptığım işleri basit buldu.
Pop müziğin zamanla kişiselleştiğini sözlerine ekleyen şarkıcı; "Bugünlerde üretilen beğendiğim şarkılar ve yorumcular var ama çoğunluk birbirinin taklidi. Eser olarak da, söz olarak da... Sözler çok avam ve ruh taşımıyor. Artık çoğunluk, mekanik aletlerin üstünde 'bir şey'ler yazıyor, bir şeyler söylüyor. Müzik bugünlerde birkaç ismin dışında maalesef 'bir şey' oldu yani" eleştirisinde bulundu.
"KANSERLE BARIŞTIM"
Bir dönem kanserle mücadele eden sanatçı, "O zamanlarda sıkıntılar ve zorluklar içinde çırpınıyordum. Mutsuz bir evlilikten sonra kansere yakalandım. Büyük bir mücadele verdim. Çok şükür ki bu mücadeleyi kazandım. Kanserle dost olmayı başardım. İnandım ki; hastalığınla bile barış yaptığında iyileşebiliyorsun. Öncelikle üç şeyi eksik etmesinler; İnanç, huzur ve kimseden nefret etmesinler, herkesi affetsinler" ifadelerini kullandı.
Oyunculuk da yapan Asu Maralman, Bedel (2015), İffet (2011), Umut (2009), İki Aile (2006) dizilerinde de rol aldı.
"YAPTIĞIM HİÇBİR ŞEYDEN PİŞMAN DEĞİLİM"
Geçtiğimiz sene 55'inci sanat yılını kutlayan Asu Maralman; "Geriye dönüp baktığınızda neler hissediyorsunuz?" sorusuna ise şu yanıtı verdi: Bir kere yaptığım hiçbir şeyden pişman değilim. İyi ki pop müzik söylemişim. Operada olsaydım, insanlara bu kadar ulaşamayacaktım. 1974'te Arif Sağ ile ilk kez Anadolu turnesine çıkmıştım, o zaman tanımıştım Anadolu'yu. O turne benim için bir bilgi kaynağıydı. Bir İstanbul kızı olarak Anadolu'nun insancıl olduğu bir portre çizeceğini düşünemezdim. Sadece televizyon ve radyodan ibaret olduğunu düşündüğüm bir dünyam vardı.
Bunun dışına çıktığında insanların nasıl yaşadığını gördüm. Neticede 55 yıl başarıyla, acıyla, Türkiye'nin çeşitli siyaseti dalgalanmalarıyla yorgun geçti. '55 yıl geriye dönmek ister misiniz?' diye sorarsanız, tekrar yeniden başlamak istemem ama o yol benim kaderimdi ve ben yürüdüm, bu noktaya geldim. Ne mutlu bana sağlıkla bugünleri görebildim.
LONDRA'DA YAŞIYOR
Asu Maralman, İngiltere'ye taşınma süreciyle ilgili ise şunları söyledi: 'İki Aile' dizisinde rol alıp, Baha Boduroğlu ile müzik yaptığım dönemde, ailemin de tanıdığı ve ağabeyimin çok yakın arkadaşından 2006'da evlenme teklifi aldım. Tanışmamdan 55 yıl sonra geldi bu teklif. Aslında ilk başlarda evlenmek istemedim. Çünkü Londra'da yaşıyordu. İki yıl boyunca gitti Türkiye'ye gidip geldi, vazgeçmedi benden. Ben kanser olduğum zaman bu kapım hiç çalmadı. 'Acaba benim bir insana ve bir aileye mi ihtiyacım var' diye düşündüm. Mantıkla bir evlilik yaptım. Çok efendi bir insanla hayatımı birleştirdim, çok da mutluyum. 6 ay Türkiye'deyiz 6 ay Londra'yız. Evde Türkçe konuşuluyor, Türk televizyon kanallarını izliyoruz, Türk yemekleri yiyoruz. Kendimi İngiltere'de gibi hissetmiyorum.
Sanatçı; "Müzik gönlümde hasretim ve hevesim o hiç bitmez" şeklinde sözlerini noktaladı.
Haber Kaynak : HABERTURK.COM
"Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır."